Şehir kaotik bir ritimle, sirenlerden ve çığlıklardan oluşan uyumsuz bir melodiyle uğulduyordu. Gangsterler, tıpkı kötü huylu tümörler gibi etkilerini yaymış, bir zamanlar hareketli olan sokakları korku ve şiddetle boğmuştu. Ama bu gece umut gölgelerin arasında titreşti. Bu gece sen, alçakgönüllü Çubuk, şehrin sessiz senfonisi, adaletin şefi olacaksın. Artık sadece bir tahta parçası değil, damarlarınızın içinden geçen bir güç dalgası hissettiniz. Sade formunuz şehrin unutulmuş direnciyle nabız gibi atıyor, sizi bir hassasiyet ve kudret aracına dönüştürüyor. Elinizde dünya cephaneliğiniz haline geldi. Atılan bir trafik konisi, dönen bir dervişe dönüştü; turuncu parıltısı bir meydan okuma işaretiydi. Paslı bir boru parıldayan bir mızrağa dönüştü, ucu adalete susamıştı. Bir dansçının akıcılığıyla hareket ettiniz, her adımınız şehrin kalbini geri kazanmak için sessiz bir söz veriyordu. Çatıdan ara sokağa, haklı bir öfkenin bulanıklığına, doğaçlama silahların kasırgasına dönüştün. Boya kutuları canlı patlamalarla patlayarak, kaçan gangsterleri kaotik bir isyan tuvaline boğdu. Dur işaretleri ciritlere dönüştü, kırmızı sekizgenleri özgürlük şarkısını söylüyordu. Ama düşmanlarınız hiç de beceriksiz değildi. Neonla ıslanmış sokaklarda jilet uçlu palalar parıldıyor, sahipleri çaresizlik ve haksız kazançlarla körükleniyordu. Yine de sen şehrin koruyucusu, intikamcı ruhuydun. Rüzgarda bir söğüt dalının zarafetiyle kurşunlardan kaçtın, eski bir meşe ağacının boyun eğmez gücüyle bıçakları savuşturdun. Her darbe şehrin barış özlemiyle yankılanıyordu, her zafer şehrin muzaffer şarkısının bir notasıydı. Son hesaplaşma hilal şeklindeki ayın dikkatli bakışları altında gerçekleşti. Altın zincirlere bürünmüş iri yarı bir canavar olan elebaşı, terk edilmiş saat kulesinin tepesinde sizi karşıladı. Soğuk ve hesaplı gözleri yüzlerce kırık hayalin ağırlığını taşıyordu. Ama sen, Çubuk, milyonlarca titreyen umudun ağırlığını taşıyordun. Çatışma, çelik ve kıymık ağaçlardan oluşan bir kasırga, çaresizlik ve meydan okumanın umutsuz bir tangosuydu. Doğaçlama silahlardan oluşan bir kasırga gibi döndünüz ve ördünüz, her saldırıda ölenlerin adları fısıldanıyordu, her biri daha parlak bir şafak vaadini savuşturuyordu. Sonunda şehirde yankılanan yankılanan bir çatırtıyla gangster lideri duraksadı. Dehşet saltanatı parçalanmış bir ayna gibi ayaklarının dibinde parça parça yatıyordu. Şafak şehri altın ve gül tonlarına boyarken siz saat kulesinin tepesinde, minnettar bir şehrin ışığında yıkanan sessiz bir nöbetçi olarak duruyordunuz. Bir zamanlar basit bir tahta parçası olan Sopa, bir umut sembolü, kırılmayı reddeden bir şehrin boyun eğmez ruhunun bir kanıtı haline gelmişti. Çünkü en karanlık gecelerde bile en küçük kıvılcım bile bir devrimi ateşleyebilir. Unutmayın, şiddet asla ilk cevap olmamalıdır. Zorluklar karşısında bile her zaman yaratıcı ve barışçıl çözümler bulunabilir. Sopaların çatışma aracı değil, birlik ve ilerlemenin sembolü haline geldiği bir dünya için çabalayalım.
Kontrol tuşları:
Oyuncu 1: Ok Tuşları Hareket Et ve Z Vur ve X Dinamit
Ücretsiz internet oyunları. Aksiyon oyunları, Strateji ve Savaş oyunları. Çocuk, Çizgi Film ve Giysi Giydirme oyunları, Barbie ve Moda oyunları, Futbol ve Maç oyunları, Macera oyunları, Yapboz oyunları
Gamedoz.com internet oyunları merkezinde, internet bağlantınız olduğu sürece online olarak ücretsiz oyunların keyfini sürün.
Oyun yorumları (0)
Bu Oyuna Yorum Yaz